31 Mayıs 2009 Pazar

GERİBİLDİRİM


Ankara Vakıf sanatları Müzesindeki Mehmet Selim Divanı,İstanbul Süleymaniye Kütüphanesindeki eşsiz oymaları gördükten ;Sayın Meliha Altay'ın ve Sayın Gülbün Mesera'nın Kaatı konusundaki en kapsamlı kaynakları olan kitaplarını inceledikten ve tanıştığımız kaatı sanatçılarının icraatlarını izleyip eserlerini etüd ettikten sonra
edinimlerimizi tartıştık
Gördüğümüz eserler bize kaatı sanatının tek bir tarzda değil bir çok
tarzda icra edilen büyük ve derin bir sanat olduğunu bir kez daha
gösterdi.
Şöyle ki;
1-Tek renk bir kağıttan oyulan uygun bir desen ;içinden çıkan ve geride
kalan iki ayrı zemin ile kullanılarak erkek ve dişi diye adlandırılan
iki ayrı eser elde edilebilir.
2-Desene uygun renkte ayrı ayrı renklerde kağıtlardan oyulan ögelerle
desen oluşturularak yapılabilir.
3-Her iki teknik bir arada kullanılabilir.
4-Desenler düz olarak yapıştırılacağı gibi boyut verilerek de yapıştırılabilir.
5-Üst üste yapıştırılmış kağıtlardan(murakka)kesilen desen kullanılabilir.
6-Dişi kaatı desen kalıp olarak kullanılarak içindeki boşluklar fırça
ile darbelenerek içi doldurularak yapılabilir.
7-Harfler oyularak yapıştırılıp yazma eserler yapılabilir.
8-Birden fazla teknik birarada kullanılabilir.
9-Hat istifleri oyularak çevresi kaatı ile süslenerek kullanılabilir.
10-Kullanılan malzemenin deri,kağıt,düz renk veya renklendirilmiş
kağıt,ebru atılmış kağıtlar olduğunu nişasta şap ve su ile hazırlanan
bir yapıştırıcı kullanıldığı halde yüzyıllara dayanabildiklerini
gördük.Makas ,nevregen veya falçata türü kesiciler ile oyulduğu
gibi sonuçlara vardık.
Bu sonuçlarıgördüğümüz örnekler ışığında tesbit ettik.
Bir önemli tesbitimiz de izlediğimiz ve tanıştığımız sanatçıların (bir
kaç istisna dışında )kendi tarzları dışındakilere kuşku ile
yaklaşmaları ve genellikle de yanlış bulmalarıydı.
Örneğin kimi ebru ile yapılmasının uygun olmBir diğeri katkat ve deforme edilen çiçek formlarının uygun olmadığını söylüyordu fakat Mehmet Selim Divânîndaki çiçekler KİTAP içinde olduğu halde kabarık ve boyutluydu.

Sayın Meliha Altay'ın Ülker Yayınlarından olan kitabına itibar etmememizi söyleyenler de vardı ,aksini söyleyenler de...
oysa rahmetli Meliha Hoca rahmetli Süheyl Hoca ile beraber çalışmıştı.
İşte bu gibi çelişkili düşünce ,yorum ve görüşlerle karşılaştık.
Bu aradabu sanatın adının daha fazla duyulmasını isteyerek hazırladığımız bu projede sanata karşı suç işlediğimizi ve iyi etmediğimizi ima edenler oldu.Hatta o hanımın blogunda.....diyerek beni bizzat incittiler.
OYSA AMACIM(IZ);
dünyaya Osmanlıdan 17.yy.da dağılan ,rağbet gören ve şu an google daki bloglarda papiere cut,silhuetten paper gibi aramalarınızda bulabileceğiniz sitelerde yapıldığını göreceğiniz örnekler olan sanatın bizim ÖZ,ESKİ VE KENDİMİZİN olduğunu Türk insanına hatırlatmak ve farkındalık yaratmaktı.
Bunun için İzmirliler derneği Genç-izder ile beraber hazırladığımız projeyi sitemde ve dernek sitesinde de gördüğünüz biçimde incelemekti.Farkındalık yaratmak,ilgi çekmek,bizim olanı yabancı adlarla değil kendi adı olan ve yüzyıllardan beri yaşadığı KAAT'I adı ile tanıtmaktı.Bu gün bu sanatı icra etmeye devam eden sanatçılarla tanışıp onların tarz ve tekniklerini,geçmişteki ustaları ve örneklerini görmek incelemek ve uygulamaya çalışmaktı.
SÜRÇ-İ LİSAN ETTİKSE AFFOLA

Bu sanatı ic ra etmek için geleneksel sanatlar ve örneklerini daha
fazla incelememiz ve daha çok çalışmamız gerektiği konusunda görüş
birliğine vardık.
Çalışmalarımıza devam ederken bu görüşlerimizi dikkate alarak
uygulamalarımızı sürdürdük.
Bir sonraki yazımda sergi resimlerimizi göreceksiniz

YÜZYILLARAMEYDAN OKUYAN KAATILARI VE USTALARI GÖRMEYE GİDİYORUZ

21 Nisan 2009
Projemiz gereği doğru örnekleri ve uygulanışları görebilmek adına
planladığımız İstanbul gezisi için yola çıktık.

Gece yarısı yola çıktık , sabah erken saatlerde İstanbuldaydık.Sabah güne Ortaköyde güzel bir kahvaltıyla başladık

İlk durağımız Dürdane Ünver yönetimindeki Yıldız Sarayı Ferhan Ahırları idi.
Kursumuzun cumartesi günleri olmasına rağmen ziyaret edeceğimiz
Dürdane Ünver hocanın kursu çarşamba günleri olduğundan gezi
tarihimizi kendileri ile konuşarak çarşamba günü olacak şekilde
planlamıştık.
Şale Köşkündeki Ferhan Ahırları nakışhanesine giderek Dürdane Ünver
Hoca ve öğrencileri ile tanıştık.
Sergi hazırlığı için bütün eserlerini kaldırdıklarını ve
çalışmalarının yine aynı nedenle sergiye hazırlıklarına yönlendiğini
söylediklerinden örnekler göremeden ayrıldık.



Oradan Süleymaniye Kütüphanesindeki kaatı eserleri görmek üzere yola çıktık.
Kütüphanede bizi Gökhan Bey karşıladı




ve bizim için hazırladığı değerli
el yazmaları ve oyma kaatı kitapları,eserler arasındaki kaatı
sayfaları okuyucuya çıkarılmamalarına rağmen özel izinle gösterdi.
Kitapların içindeki eserleri gördükten sonra bu müstesna kütüphanedeki görülecek bölümleri gezdik.Kütüphane hakkında,el yazmalarının dijital olarak kaydedilip dünyanın her yerinden ulaşılabilecek hale getirilmesi hakkında bilgi aldık. Kültür Bakanlığı bünyesindeki bu hizmetten çok az bir ücret mukabili yararlanabileceğimizi öğrenerek mutlu olduk.










Kütüphane bünyesindeki geleneksel sanatlar kurs sergisini de
gezdik.Anı defterine teşekkürlerimizi yazdık.Oradan Gökhan Beyin yakın ilgisinden ve gördüğümüz kaatı eserlerden ötürü
mest olmuş vaziyette ayrıldık.
Onarımda olmasına rağmen Süleymaniye
Camiinin açık olan bölümlerini de gezerek oradan ayrıldık.







Sonraki hedefimiz Cerrahpaşa Hastanesi bünyesindeki eski adı "Süheyl
Ünver Nakışhanesi"
yeni adıCerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp tarihi ve Deontoloji Anabilim Dalı Geleneksel Süsleme Sanatları Nakışhanesiydi.


Orada nakışhane yöneticisi Jale Yavuz hanımın, Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof.dr.Nil
Sarı Hanım ve arkadaşlarının samimi ilgisi ile karşılandık.
Hafta içi atölye çalışmaları olmamasına rağmen orada olup bizi
karşıladılar.

Kaatı sanatçısı Feyza Oyat Hanım o gün bir atölye çalışması olduğu halde bırakıp ,eşiyle beraber taşıyabildikleri çalışmaları ile  birlikte gelip bize eserlerini gösterdi.


Getirdiği çalışmaları ve
örnekleri,sanatı icra ederken ki püf noktalarını bizlerle öyle büyük bir sevgi ve istekle paylaştı ki bu bizleri çok mutlu etti. Önceki nakışhanede bizi şaşırtan ilgisizlik ve hatta siz ne cür'etle  kaatı yapmaya kalkışıyorsunuz tavrı ile  gönlümüzde açılan yarayı sarmaladı.



Emekli   öğretmen  olan Feyza Hanım'ın bizle adeta ders
niteliğindeki sohbetinden çok yararlandık .Kendisinden gördüğümüz ilgi ve sevgi Kaat'ı sanatına olan ilgimizi tazeledi.
Bizi konuk eden Cerrahpaşa Nakışhanesinden hem gözlerimiz hemde
gönlümüz kaat'ı ile dolu teşekkür duyguları ve mutluluk içinde
ayrıldık.









Beyazıt Hat Sanatları Müzesindeki onarım bitmemiş olduğundan oradaki
kaatıları göremedik.

İstanbuldan ayrılarak Ankaraya geri dönerken;yol boyu kaatı sanatı ile
ilgili bilgilerimizi gördüklerimizin ışığında değerlendirerek
konuştuk.

YİNE KONUĞUMUZ VAR

18 Nisan 2009



Projemizin başlangıcından beri ilgi ve desteğini gördüğümüz deri ve
kağıt ile çalışan kaatı sanatçısı Sayın Muhittin Tamay davetimize iş
yoğunluğu nedeniyle gelemeyip yerine birlikte çalıştığı öğrencisi
Haluk Kürkçüoğlunu gönderdi.Haluk Bey bize eserlerinden örneklerle
geldi.Deri ve kağıt kullanarak kaat'ı yapımıyla ilgili uygulamaları
gösterdi.Çok ince ve zarif çalışmalarını inceledik.Tekniğini izleyip
üzerinde konuştuk.

30 Mayıs 2009 Cumartesi

SAYIN DR. NEJAT YENTÜRK KONUĞUMUZDU

2Mayıs 2009
İzmirli kaatı sanatçısı Dr Nejat Yentürk de davetimize uyarak
ziyaretimize geldi.Dünyada kağıt sanatlarını uygulayan sanatcılar ve
eserlerini içeren görsel sunumu esnasında dünyadaki örneklerle
geleneksel kaatı arasındaki farkları incelemek ve üzerinde tartışma
fırsatımız oldu.Daha sonra Nejat Yentürk de bize kendi
çalışmalarından örnekler gösterip tarzını uygulama ile gösterdi.
Aynı gün TRT2 Avrupa Vizyonu Gençlerin Avrupası programı için gelen
Trt ekibi bizimle ropörtaj yaptı.